"Proper" bir aksan


Londra. Dünya metropolü. İngiltere'nin başkenti ama sokakta İngiliz'den çok yabancı görüyorsunuz. Zaten İngilizler de dahil burada yaşayanlar tam olarak Britanya'lı falan değil. Londralı diye ayrı bir kategori var. Amerika'da New Yorklu, Fransa'da Parisli olmak gibi İngiltere'de Londralı olmak. Bulunduğu ülkeden çok dünyanın tamamına ait karmaşık bir kategori metropollüler. Ve ben bunu çok seviyorum. Tıklım tıklım metrolar, ortada koşuşturan şaşkın turistler ve sokaklarda aynı dili ayrı şekillerde konuşan, hiçbiri diğerinin dediğinden bir şey anlamayan insanlar bu şehirleri diğerlerinden farklı yapıyor.

Özellikle de aksanlar başka pek az yerde duyacağınız çeşitlilikte. Yabancı kökenliler en ucuz işçiler olarak hizmet sektöründe tercih edildiği için "Uyan-işe git- işten çık-pub'a git-eve git-yat şablonundaki bir günlük hayat çemberinde en az duyacağınız şey İngiliz aksanı. Bir süre yaşadıktan sonra telefondaki sesten memleket tahmini yapabilmeye başlıyorsunuz. Doğal olarak sizin de aksanınız aynı etkiyi yaratıyor. Mesela dün bakkal 2 cümlede anladı Türk olduğumu. O da Venezuella'dan gelmiş, iki yıl Antalya'da yaşamış. Yabancının halinden yabancı anlar mantığıyla anında açıldı muhabbet. Öğlen arasında İngiltere'yi çekiştirdik bir güzel. Lafı şuraya getireceğim; burada aksanınız sizin kimlik kartınız. Aksanınızla ne kadar barışık olduğunuz da bence kimliğinizle ne kadar barışık olduğunuzla alakalı. Dün, küçük yaşta Türkiye'den İngiltere'ye gelmiş bir kız "Aksanın çok Türk gibi. Proper değil. İngiliz aksanıyla konuşmaya çalışmalısın. Yoksa seni buraya gelen Türklerle, Hintlilerle bir tutarlar. Entellektüel anlamda adam yerine koymazlar" dedi. Nasıl bir korku, nasıl bir mantık anlamadım. Sonuçta ben de Türkiye'den gelmedim mi? Zaten bulunduğum kefeye konmaktan kaçınmalı mıyım? Entellektüel aşamada ne zamandan beri aksan içeriği gölgeliyor? En önemlisi de "proper" aksan ne? Sonuçta dil iletişim kurmak için değil mi? Tamam, İngiliz'in memleketinde iyi seviyede İngilizce konuşmak önemli, yoksa ufacık bir çevre dısında kimseye dert anlatmak mümkün olmaz. Ama herkes ne dediğimi anlıyorsa konuşmamı eğip büküp bir başkasına benzetmek neden? Bütün bu sorularla kafam karıştı ama sonuçta kaale almamaya karar verdim. Ne de olsa lisan ayrı, aksan ayrı dava. Bir lisanı iyi konuşmak sağlıklı bir entegrasyonun kilidi. Bir lisanı bir başkası gibi konuşmaya çalışmak ise bir kendine güvensizlik, bir kıyıda kalmışlık, bir kendi kendini asimile etme çabası.

Aslinda bu aksan kompleksi, başta eski İngiliz sömürgelerinden gelenler olmak üzere çoğu yabancıda mevcut. Kabul görmek, İngiliz olmak, İngilizlerle aynı kefeye koyulmak istiyorlar. İşin ilginci, dünyanın yarısı kendilerine yaranma ümidiyle adını, dilini, yaşam tarzını yerinden oynatırken bütün bu saçmalıklarla en az ilgilenen İngilizler. Bütün yabancılar birbirlerinin telaffuzunu düzeltip ego tatmini yaşarken, İngilizler nadiren bu tip şeyler yapıyorlar.

2 kisi laf etti:

onkaplan dedi ki...
Mayıs 14, 2007 7:44 ÖÖ

çok haklısın valla, ağzına ağzına vurmak lazım o proper aksanla konuşanların...

LoLa dedi ki...
Mayıs 14, 2007 12:33 ÖS

bizim ingiliz aksanlı türkçe konuşan gençlerimizin bakış açısıda bu.herşey sinema,müzik,medya amerikanlaştırma çabası içinde dünyayı.insan dilinden utanırmı yahu.bir ülkeyi yoketmek istersen dilinden başla demişler yada bunu gibi bişey işte...

Back to Home Back to Top FARLİMAS. Theme ligneous by pure-essence.net. Bloggerized by Chica Blogger.