Elini indir arkadaşım!

20 gün diye gidip 3 buçuk ay kaldığım yavru vatan TC'den sonunda ayrılarak bir kez daha Londra'ya geldim. Hatta bu sefer galiba yerleşmeye geldim. "Hayat kurmalıyım, bir balta bulup sap olmalıyım" ruh halinden midir nedir bu sefer etrafıma daha bir dikkatli bakmiş olmalıyım ki önceden dikkatimi çekmeyen bazi şeylere takıldım. Örneğin burada her köşe başında "lütfen görevlilere küfretmeyiniz ve saldırmayınız" meali bir kısım uyarılar bulunuyor. Eğer biri sizi bu kadar alakasız birşeyi yapmamanız icin uyarıyorsa dikkatli olmakta fayda var. Zira bunu izleyen birkaç dakika içerisinde kendinizi yasaklanmış eylemi yapmak icin dayanılmaz bir istek duyacağınız bir durumda bulacağınız kesindir. Artik bahtiniza metro bileti kesen ksenofobik ex-göçmen mi, "yeterince bağırırsam bu sefer kesin anlaşacağız" düşüncesiyle çığrışan görevliler mi düşer bilemem ama kesin birşeyler olacaktır. En iyi ihtimalle birine bir şey sorduğunuzda aldığınız cevabı mütehakkip yeni bir soru soracak ve muhatabınız ilk safhadaki soruda takılı kaldığından artık miyadını doldurmuş bir cevabı kelimelerin üzerine hunharca abanarak defalarca tekrarlayacaktır. Tüm bu durumların değişmez eşlikçisi de bir kısım anlamsız el kol hareketleridir. İste o an aklınıza önce bir söz gelir, sonra da 2 metre aralıklarla dağları taşları istila etmiş uyarı levhaları. Susmaya, göçmenliğin alamet-i farikasi anlamsız ve bıkkın bir sırıtışı yüzünüze yerleştirmeye karar verirsiniz. Sonra açarsınız bilgisayarı, söyleyemediğiniz o lafı ekrana karalarsınız:

ÖNCE O ELİNİ İNDİR ARKADAŞIM!!!!!

Lise kavgalarında parmak sallayarak "çıkışta bekleyenler"e, dolmuşçuyla polemiğe girenlere, iş mülakatında eline diline hakim olamayıp çıkışta bakkaldan birayla beyaz leblebi alanlara selam ederim. Elinize, dilinize, belinize hakim günler dilerim.

Back to Home Back to Top FARLİMAS. Theme ligneous by pure-essence.net. Bloggerized by Chica Blogger.